bilenler bilir yağmuru hiç sevmem(sevmezdim) hatta öğrencilik dönemimde araba mevzunun bana tek ve yanlızca koyan tarafı yağmurda bir yerden bir yere gitme zorunluluğu olurdu mümkünse gitmez mümkün değilse de söylene söylene şemsiyemi alır çıkardım sırf bu yüzden hep etrafımda bir şemsiye hala bulunur.
bugün bir yandan bir ufak dinlenme bir günlük boşluk ile eve gelmişim son dönemde tv olayını nerdeyse bitirdiğim için kız kardeşimin mp3 listesinden türkçe bişeyler çalıyorum bilgisayardan rastgele seçme modunda arkada bertuğ cemilin yağmur şarkısı balkonda güzel havada bir güzel kahvelerimizi içtik yanımda bir arkadaşla muhebbet ede ede. tam dışarı çıkacağımız sırada bir gök gürültüsü ben hemen içeri girdim arabanın anahtarını aldım ve dışarı çıkarken arabadan şemsiyemi kaptım.
evim izmitin tek yürüyüş yolu olan cumhuriyet caddesinden ( yerel de bende dahil olmak üzere sevgi yolu diyenler çok) yağmur altında şemsiyemizle yürüyorduk birden aklıma şarkı geldi dedim ki kapatalımmı şemsiyeyi ( çook eskilere giderek içimden…) olur dedi . kapattık şemsiyeyi yağmurun altında kapalı şemsiye biz ıslanarak yürüdük zevk ala ala. belki de ben ömrümde ilk defa isteyerek yağmurun altında isteyerek ıslandım şemsiyem elimde kapalı, sade yaz yağmurunun tadına vararak ve bize bakan insanların “bunlar ne yapıyor yağmur altında şemsiyeleri kapalı ıslanıyorlar, (romantikler-saftorlar, v.b.)” bakışları altında yzüzmde bir gülümsemeyle….
bu fotoğrafı da internette yazının resmini araştırıken buldum elim gitmedi delete ( silme) tuşuna basmaya…
Bir cevap yazın
Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.