yoga, guru ve varanasi

yoga varanasi

varanasi’nin farklı bir şehir olduğunu buradan ulaşabileceğiniz yazıda yazmıştım o yüzden tekrar etmiyorum.

gel gelelim ki hepimiz insanız aktivite ihtiyacı içindeyiz. bende uzun düşünceler, gözlemler sonucu listemi yaptım varanaside ne yapılır sorusuna kendi zevkimce şunları yazdım,

1- yoganın membaındasın git öğren kardeşim
2- hintçe öğren dil öğrenmeyi seviyorsun
3- bilgisayarı biraz daha geliştir adamlar envai çeşit programlama kursu açmışlar.
iş bu hikâye ilk hedefimin yani yoga öğrenmeye çalışmamın hikâyesidir…

hemen başta itiraf edeyim yoga konusunda hiçbir bilgim yoktur ama tamamen yokluktan bir bakalım dedim. fakat ben bir şeye bakacaksam adam gibi bakmalıydım ve başladım aramaya. birçok yoga kursu var burada ama hepsi turistik yukarıda gördüğünüz manzara gibi ganjın karşı kıyısına turisti geçirip 15 günlük eğlencelik kurslar yapıyorlar hem de parasal olarak fahiş fiyatlarla çakraları açıyorlar. durum böyle olunca arama tarama kısmı uzun sürüyor ofiste herkese haber saldım bana kurs bakın aman diye fakat ya işin gurusunu buluyorlar adamda ingilizce yok ya da yerliye aylık 200 rupi bana ders başı gibi saçma durumlar oluyor.

en sonunda bir gün aklıma mükemmel bir fikir geldi evim hindistan’ın en iyi üniversitelerinden olan bhu ya hemen 5 dakika; tamam dedim irfan yuvasıdır üniversiteler. ben üniversiteye bakayım. aradım taradım üniversiteden bir hocanın telefonuna ulaştım.bu arada belirtmem lazım ki numara  burada yoga ve ruhsal disiplinler bölümü diye bir bölüm var oradan bir hocanın numarası. konuştuk gel dedi. öğlen tatili bir hintli arkadaşı aldım yanıma.

beraber öğle tatilinde gittik gurumuzun yanına. odasına geçtik ama gel gör ki adam tam guru gelen ayağını öpüyor, giden ayağını öpüyor (burada guruların ayağı öpülüyor saygı gereği) tamam dedim ben bu işin membaını buldum. keyfimden diyecek yok aklımı seveyim aklımı diyorum bir yandan da.

ardından aynen aşağıdaki diyalog geçti aramızda;

ben: yoga öğrenmek istiyorum biliyorsunuz telefonda konuştuk ben uzun süre burada kalıcam…
guru: tabii de sen hangi yogayı öğrenmek istiyorsun
ben: yani nasıl yani
guru bana ters ters bakıyor ve saydırmaya başlıyor yoga isimleri. bende hala melül melül bakışlar. bunun üstüne hintli arkadaş durumun vahametini anladığından ne istediğini söyle diye atılıyor
– içsel sesim: şimdi koskoca gurunun karşısında amacım spor olsun bunu da görelim demek olmaz en iyisi ruhsal bir şeylere girelim hem de fiyat daha uygun olur.
ben: ruhsal aydınlanma istiyorum ben
guru: haa (aferin diyen bakışlar) o yol uzun bir yol işte şununla başlayacağız şu aşamalardan geçeceğiz…
ben: tabii olur hatta böyle eğittiğiniz guruplar varsa onlara katılayım
guru: yok olmaz onlar çoktan başladılar senin grup eğitimine girmen için temmuzu beklemen lazım.
ben: tamam naapalım o zaman nasıl yaparız başka bir yolu var mı bu işin.
guru: bire bir eğitim yapacağız, ben mi senin evine geleyim
içsel sesim: şimdi eve gelirse çok pahalıya patlar bana. en iyisi biz gidelim.
ben: yok ben gelirim ama ne zaman yaparız.
guru: sabah saat 6-7 gibi yapacağız
ben: olur ama erken olduğu için benim eve yakın bir yerde yapsak buraya gelsem iyi olur hem yakın
guru: yok o olmaz şimdi sen yabancısın çok paranı aldığımı zannederler.
ben: o zaman bir park bahçede yapsak
guru: yok o da olmaz görürler yine. ben bulurum sakin bir yer kurs için.
ben: tamam olur. peki, ücret konusu nasıl olacak
guru: benim için paranın bir değeri yok bu konular konuşmaya değmez konular falan filan…
ben: tabii yani sizin gibi guruyu bulmuşum paranın önemi olmaz ama hani parasızda olmaz şimdi bu işler, o kadar zaman ayıracaksınız.
içsel sesim: bak babacım biz istanbul çocuğuyuz böyle şeyler bizi bozar. iş iyice bay miyagi ve karate kit olayına dönüyor kıvrandırma da söyle fiyatı.
guru: hmm ne desem şimdi senin gibi istekli bir öğrenciye
bir sessizlik, guru bana ne kadar geçireceğini düşünüyor.
içsel sesim: en iyisi bu işi aylık fiyattan yapalım ucuza gelir.
ben: aylık bir fiyat söyleyin ona göre belirleyelim fiyatı.
guru: o zaman haftada üç gün yapsak iki saat. gerçi senin bünyen ne kadar kaldırır görmek lazım ama…
ben: ben azimliyim kaldırır kaldırır benim bünye.
guru: o zamaaan aylık senin gibi iyi auralı birine on bin rupi diyelim.
içsel ses: ulan haftada 3×2=6 saat buda ayda 24 saat eder o zaman bunun saati 400 rupiye geliyor ortalama, fazla gibi ama adam da guru yani…
sessizlik
hintli arkadaşın rengi gitmiş kaş göz yapıyor bana bir yandan çaktırmadan guruya. tabii ben uyanıyorum; adam fena geçirdi bize.
ben: tamam guru efendi ben biraz kendimi ayarlayıp arasam sizi bu akşam.
guru: tamam ama fazla geç olmasın.
ben: biz izin isteyelim malum öğle arası geldik işe döneceğiz.

guru bizden bir ortalama çalışanın aylık maaşı kadar fiyat istemişti yani fahiş fiyat. aura dediği de herhâlde salak tipi var bizde o oluyor. ama benim tüm çakraları da açmıştı. guru etkisi bu olsa gerek…
tabii gitmedim kursa ama hala arıyorum bir kurs bakalım bulabilecek miyiz yoksa çakraları açmaya devam mı edeceğiz zaman gösterecek.


Yayımlandı

kategorisi

, ,

yazarı:

Yorumlar

Bir cevap yazın