haftanın son iş günün (birçoğumuz için) hareketli kapatalım istedim bir arkadaştan varanasi baby kısmını aparıp it’s varanasi baby yazımızla varanasi yi tanıyalım istedim.
buradakilerin söylemiyle “india something, varanasi something” yani hindistan farklı bir şey varanasi farklı bir şey.
gerçekten de farklı bir şehirdeyiz
ara not: bu arada geçen gün filiz akın varanasi ye gelmiş te hiç haberimiz olmadı. gelmiş gitmiş üzüldük bir haber verir insan burada hindistan hindistan diye uğraşıyoruz bir de varanasi de zaten olmayan yabancı nüfusta türk olması ayrıca bir ihtimal uçurumu oluşturmuş ama sen filiz akın bunu pas geç. olmadı filiz hanım olmadı 🙂
şehre ilk ayak bastığım güne geri dönelim; neredeyse 1 gündür yolculuk yapmaktan helak olmuşum. delhi üstünden aktarmalı varanasi uçağından indim. konveyörden aldığım çantam elde baktım yukarıda resimde görülen kara kuru adam ki kendisi şoförlerimizden benim en çok iştigal ettiğim saha gezilerinde kullandığım şoförümüz; adı murari ama ben adama hala inatla maruri diyorum sesi çıkmıyor sağ olsun, elinde şirket logosu beni bekliyor hava limanı çıkışı. bindik arabaya şehre doğru yol almaya başladık ama delhinin tersine göze çarpan özellik trafik kuralının olmaması kim nasıl işine gelirse öyle gidiyor zaten kalabalıktan dolayı hız yapmak mümkün değil ama herkes korna çalıyor bir nevi kendi bireysel sistemleri. şimdi bu kadar çok korna nasıl anlaşılıyor derseniz ilk önce bana da çok saçma gelmişti ama şimdilerde ben bile anlamaya başladım kornanın bana çalınıp çalınmadığını.
buranın kerametli özelliğini de söyleyeyim dünyanın en eski şehirlerinden diyorlar ama hani bir stonehedge gibi kalıntısı yok. bunun yanında burası hindu inancına sahip olanlar için hac yeri sayılıyor. yer gök ibadethane. birde ganjın yanında ak pak olup hacı oluyorlar.
ayrıca buranın iki ismi var yabancılar varanasi diyor yerliler banaras.
buraların bize göre farklılıklarını ise say say bitmez ama her türkün yaptığı inek espirisine atfen burada en rahat olanlar inekler ama şunu tespit ettim süt veren dişileri herkes sahiplenmiş evinin önüne bağlamış süt vermeyen yaramaz takımı olan öküz kısmı ise kendi hallerine bırakılmış sokaklarda sürtüyor.
ayrıca başka ilginç özellik ise adamlar her türlü içeceği 1 metreden ağızlarına denk getiriyorlar hiç taşma yok ben de heves ettim bir deneyeyim dedim olmadı üstümüz başımız battı.
varanasi kendine has bir yer gerçekte de bakıyorsun önde bir eşeğin üstüne jeneratör bağlamışlar arkada bir at arabası üstünde ses sistemi ve ışık sistemi bangır bangır müzik sokağın ortasında gidiyor. arkasında da bir sürü adam garip garip dans ediyor. işin garibi kimseye de bu garip gelmiyor sadece biz yabancılar ilgiyle bakıyoruz.

trafik konusu ise ne kadar kitlenirse kitlensin kimsede tık yok herhangi bir türk şöför burada garanti katil olur. adamlarda tık yok sakinler araba yolda motosiklete çarpıyor motosiklet yere düşüyor tabii türk bünyesi tamam diyor kıyamet koptu ama olmuyor. adam yerden kalkıyor bir üst baş temizliği kaldığı yerden gitmeye devam. toplu taşıma araçları ise malum üstte görülen resim gibi.

birde japondan geçilmiyor burası türkiyede araplar olur ya burada da japonlar var.

burada tanıştığım yeni gelen yabancılar tabii genel itibari ile beyin mıncıklaması içinde. hatta biri şöyle demişti pislikten kırılıyor, delirmiş ve inanılmaz.
bende buradan şunu demek istiyorum
it’s varanasi baby, india something varanasi something…