evet meşhur 23 nisanın tekerlemesini değiştirdim biraz da komser şekspir den “be atam” kısmını aldım ve tabii ortaya bugünün şokuyla bu başlık çıktı.
gün malum atamızın ölüm yıldönümü herneyse saat 9:05 te bi siren duyamadım ofiste zaten pek etrafında umrunda değildi ben bekledim hani duyarız diye malum bu yeni ofisimizde ilk 10 kasım e-5 üstündeyiz dedim o sebepten herhalde duymadım dedim kendi kendime herneyse bundan sonra aynı şeyi etraftaki stajerimize de sordum o da bana yok bende duymadım ama zaten atatürk saat 9 gibi ölmermişmiydi dedi bende gibisine takılıp peki dedim saat kaçta öldü atatürk ki kıl olurum böyle sorular soran adamlara yoksa dedim kendi kendime o nefret eettiğin adamlara mı dönüşüyorsun. herneyse stajerimiz saat dokuza on kala demez mi işte bittiğim an o an oldu vay be dedim lise sona gelmiş bizde grafik stajı yapan okumuş gencimize bak…
…. yukarıdaki yazıyı dün yazmıştım ama ne bileyim bir türlü yollayamadım herneyse bugün aldığım bir maille gene sevindim bilme veya bana öyle geldi hala böyle düşünenler vardedim
çok sevdiğim kemal abinin maili;
Özel günlerde yazı yazmayı pek sevmem.
Ölüm yıldönümleri, bayramlar ve anma günlerinde yazı yazmak, bana farklı duygular yaşattırır. Çünkü, tarihi belli olan günlerde, anlayan anlamayan herkes,bir şeyler yazar. Günün anlam ve önemini vurgulayan kelimelerle satırlarını doldurarak görevini yerine getirdiğine inanır.
On Kasım da benim için yalnızca yazı yazmakla kurtarılamayacak bir gün. 29 Ekim gibi, 23 Nisan gibi, 18 Mart gibi, 19 Mayıs gibi, 30 Ağustos gibi… Yalnızca yazı yazarak o günü kurtarmış olmak, benim içimde taşıdığım ve yaşantıma yön veren Kemâlizm’i anlamakla eşdeğer değil elbette. Bunun içindir ki, özel günlerde yazı yazmak, Türk ulusunun var olmasını sağlamış bir lideri, yalnızca bu günlerde hatırlamak, bana yanlış gelir.
Evet… Bugün 10 Kasım… Etrafınıza şöyle bir bakın… Bugün herkes nasıl da Kemâlist kesildi, değil mi?…Mustafa Kemâl’in sözlerini, nasıl da ezberlemişler… Bugün yalnızca bu sözleri duyacaksınız… Anlayan anlamayan, seven sevmeyen herkesin dilinde bugün yalnızca Mustafa Kemâl olacak… 10 Kasım ya bugün… Yalnızca bugün anmak gerekir Mustafa Kemâl’i (!), yalnızca bugün düşünmek gerekir (!)… ” Beni görmek demek, yalnızca yüzümü görmek demek değildir. Fikirlerimi ve düşüncelerimi anlayabiliyoranız eğer bu kâfidir” der Mustafa Kemâl… Dikkat edin, bugün kullanılan sözlerin içinde bu sözün yer alıp almadığına… Ya da “Benim naçiz vücudum elbet bir gün toprak olacaktır. Ama Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır” sözünün bu ezberci Kemâlistler tarafından kullanılıp kullanılmadığına..!.
Yalnızca 10 Kasımlarda Mustafa Kemâl’i anarak, tören yerinde bir kaç damla sahte gözyaşı dökerek şiirler okumak değildir Mustafa Kemâl’i anlamak. Anmak ve anlamak birbirlerinden çok farklı şeyler… Anlamadan da anarsın anman gerekeni ama o kadar. Andığınla, yalandan hatırladığınla kalırsın…
Okullarda, çocuklarımıza Kemâlizm’i ne kadar anlatıp,inandırıp,aşılayabiliyoruz? Şimdi okullarda yapılmazsa, ileride hiç bir şekilde yapılamayacağını bu güne kadar anlamış olmamız gerekmiyor mu?…Çünkü, en genç fidanlardır aşıya en yatkın olanlar.!!.. Bayram törenlerinde, yağmur, kar demeden saatler boyu, onları bıktırana kadar ayakta bekleterek mi öğreteceğiz Kemâlizm’i?… Ya da şiirler ezberleterek mi?…
Onun fikirlerini, düşünce yapısını ve bunun gündelik yaşama geçirilme şeklini, onlara öğretmek için, yalnızca okullardan ve öğretmenlerden medet ummadan, elimizdeki en değerli hazinelerimiz olan çocuklarımıza, kendimiz öğretelim Mustafa Kemâl’i. O’nun yalnızca anma programlarına sığdırılarak yok edilmek istendiğini, devrimlerinin içi boşaltılarak önümüze konulduğunu onlara hiç üşenmeden ve hiç korkmadan anlatalım. Onları gerçek birer Kemâlist olduğumuza -eğer gerçekten böyleyse- inandıralım. Bizim gittiğimiz yoldaki dikenleri ve pürüzleri, peşimizden onların da geleceğini hesaplayarak temizleyelim. Onlara Kemâlizm’in ışıklar içindeki yolunu, yağmurla yıkadıktan sonra güneşle parlatılmış yolunu, ellerimizle teslim edelim. Bu konuda hiç kimseden bir şey beklemeden, kendi özgür irademizle yapalım bunu. Çünkü Türkiye Cumhuriyeti, kalıcılığını ve yıkılmazlığını ancak bizim gibi düşünenler sayesinde garanti altına alır..!
Hayatımızı ancak bize lider olan ATATÜRK’ün fikirleriyle uygulayıp yaşayabilirsek asil bir millet olabiliriz..!
Hayat bu şekilde yaşanmaya değer..Kemâl.
Bir cevap yazın
Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.